Gözlerinle gördüğün kadar güzel değilim İspinoz. Bu yüzden kırgınsın bana.
Bir bankta oturup düşünürken
uzun uzun tasavvur ettiğin yüz bana ait
değil.
Beklediklerin bu
hayatın gerçeği değil.
Bozuk bir gece lambası
kadar aydınlanıyor yüzüm yüzüne.
Soluğum her bir adımda
azalıyor sana yaklaştıkça.
Göğüs kafesimde bir boşluk yaratıyor.
Herkesin acısı
yaşlanıyor da bana ait olanlar diri kalıyor İspinoz.
Dudaklarımın kenarında
birikip bir çizgi halini alıyor.
Bir çizgiyi kimse sevemez İspinoz.
Hangi kusuru hayallerine
dahil edebilir ki insan?
Hangi çirkinlik ortağı
olur bir düşün?
Kuru bir gövdeden tasvir
edebilir misin bir ağacı? Etsen dahi bu hal ile sevebilir misin?
Kim erdemli olmayı güzel
bir yaşamın üstüne koyar?
Görüyorsun.
Görüyorsun.
Anlık hazlar bir ömrün
içinde evriliyor.
Pürüzsüz teni kadar sevilen hayatın sunduğu hazlar çerçevesinde mutluluk üretiyor.
Ulaşılamadığında kaynağını
tüketiyor.
Dünya bu zevki sefa hali ile midemi
bulandırıyor İspinoz,
Aynaya baktığım ve ait
hissetmediğim bu makyajlı surat da.
Kusurluyum İspinoz.
Beni bunlar ile bil ,gördüğün kadarı ile bilme.